‘Metanoia’ grup sergisi 16 Ocak’a kadar Labirent Sanat’ta

Yazar: Derya Ülkar

Labirent Sanat, ‘Metanoia’ isimli grup sergisine ev sahipliği yapıyor. Aslıhan Kaplan Bayrak, Nermin Ülker ve Serdar Oruç’un eserlerinin yer aldığı sergi 16 Ocak 2021 tarihine kadar Labirent Sanat’ın Tepebaşı’ndaki yeni mekanında ziyaret edilebilecek.

İnsan kendi gücünün sınırlarına ulaştığında, arzusu bastırıldığında, ölüm korkusu ya da aşırı bir varoluş sıkıntısı yaşadığında dönüp geriye bakar. Bu geriye bakışta geçmişi-mizi sorgularız. Yaşamının sorumluluğunu almış özgür bireyler için -sorunun kaynağı dış etkenlere bağlı olsa bile- çıkar yol çoğunlukla seçimlerini yenilemekten ya da köklü bir değişimden geçer. Bu bir vazgeçme hali değil, aksine geçmişin referanslarıyla kendimize yeni arterler oluşturmanın en hızlı ve etkili yoludur. Özgürlük dış odaklara, kalıplara rağmen kendi seçeneklerimizi yaratabilme ve ilerleyebilme gücüdür.

Jung’a göre metanoia ruhun (psyche) dayanılmaz bir çatışmadan sonra kendini eritmesi ve daha uyumlayıcı(adaptive) bir formda yeniden şekillendirmesi, kendini yeniden doğurmasıdır. Bu bakış açısını bizim güncel durumumuzla birlikte düşündüğümüzde, covid-19 salgını sebebiyle yaşadığımız kapanma sürecini geriye dönüp bakma, bireysel yönelimlerimizi, yatırım ve tüketim alışkanlıklarımızı, yaşam tarzımızı, arzularımızı, tutkularımızı, doğaya verdiğimiz tahribatı, başkalarına karşı tutumlarımızı sorgulamak ve bilinç değişikliği için bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Böylesi bir tıkanma anında Jung odak noktamızı kayba açık dış dünya yerine, iç dünyamıza yönlendirmenin daha doğru bir yöntem olduğunu vurgular.

Sanat insana metanoya pratiğini, ilerleme yolundaki u-dönüşünün nasıl yapılacağını öğretir. Bize sadece hayatı görme eğiliminde olduğumuz yerde ölümün görünmez varlığını göstermek ister (Boris Groys). Yeni başlangıçlar her zaman için bir sona bağlıdır. Metanoia bir yok-oluş deneyimidir; dışsal hazların, tutkuların sarmalında yavanlaşan oluş halimizden, karanlık yönlerimizle ve yalnızlığımızla yüzleşip, parçalanarak yeniden doğuşumuzu temsil eder.

Klee’nin Angelus Novus figürü geleceğe sırtını döner, şimdiye ve geçmişe bakar. Bu sırada geleceğe doğru sırtı dönük biçimde ilerlemeye devam eder. Bu bize felsefi metanoia’nın bakışının yönünü tarif eder (Benjamin’den aktaran Boris Groys). Fizikçi L.E. Boltzmann geçmiş ile gelecek arasındaki farkı, bizim doğayı bulanık biçimde görmemizle açıklar. Evrenin geleceği, örneğin şimdiki durumu tarafından belirlenir, tıpkı geçmiş gibi. Sanat eseri de geçmiş ve şimdiden referansla ya da sezgisel olarak gelecek olasılıklarının izlerini yansıtabilir.

26 Kasım’da salgın önlemleri alınarak ziyarete açılan Metanoia sergisi, Aslıhan Kaplan Bayrak, Nermin Ülker ve Serdar Oruç’un son dönem yapıtlarını üretimlerine yön veren kendilik pratikleri üzerinden izlememize olanak tanıyor. Sergi 16 Ocak 2021 tarihine kadar Labirent Sanat’ın Tepebaşı’ndaki yeni mekanında görülebilir.

ASLIHAN KAPLAN BAYRAK KİMDİR?

1975 yılında Zonguldak’ta doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nde Prof. Zekai Ormancı atölyesinde öğrenim gördü. Fevzi Tüfekçi ve Umut Germeç ile gravür atölyesinde de çalışan sanatçı, 2007’de birincilikle mezun oldu. İstanbul Pendik’teki resim ve gravür atölyesinde çalışmalarını sürdüren Bayrak, 2014 yılından beri Bahçe Sanat İnisiyatifi koordinasyonunu ve sergi küratörlüğünü gerçekleştiriyor. Varlık/benlik algısı mekandan bağımsız değildir. Sanatçı, bu düşünceden hareketle, mekan algımızla oynayarak düzen ile düzensizliğin sınırlarında gezerken kozmos ile kaos arasındaki hoş gerilimi sezdirmeyi amaçlar. Sanatçı, yansımalarla, eğrilerle ve kesişen doğrularla, mekanı üst üste kurgularken mekanın ve zamanın ruhunu sorgulattırır. Resimlerindeki mekan algısı, bizi rahatsız ettiği ölçüde doğa ile bağımızı yeniden düşünmeye davet eder.

NERMİN ÜLKER KİMDİR?

1974 Karadeniz Ereğli doğumludur. Profesyonel iş hayatına 1992 yılında önce Ebe Hemşire olarak başlayıp, Ameliyathane Hemşiresi olarak devam etmiştir. 2012 yılında İstanbul ‘da Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel Sanatlar Heykel Bölümü’den daha sonra, Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Kuramı ve Eleştiri Programı’nda Yüksek Lisans programından mezun olmuştur. Aynı okulda 2019-2020 ders yılında Temel Tasarım dersi vermiştir. Sanatçının, 3’ü kişisel olmak üzere 20’ye yakın ulusal ve uluslararası karma sergiye katılmıştır. İstanbul Maslak Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde bulunan atölyesinde sanat çalışmalarına devam etmektedir.

SERDAR ORUÇ KİMDİR?

1987 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde, lisans ve lisans üstü öğrenim gördü. Yrd. Doç. H. Avni Öztopçu atölyesinde sanatsal pratiklerini geliştirdi. Düşüncelerinin temel motivasyonunu oluşturan tabiat kavramı, tüm yapıtlarında, biçimsel ve tinsel anlamda deneyimlenmektedir. Tabiatın kendiliğindenliği, sürekli değişim ve dönüşüm hali, yaşamın oluşması için önceki yaşamların yok olması arasındaki ilişkisel bağlam sanat anlayışının iç iskeletini oluşturmaktadır. Yapıtlarında sürekli derinleşen içsel bir deneyin serüveni gözlenirken, izleyiciyi de ürkütücü bir yolculuğa davet etmektedir. Çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.

istanbul sanat dergisi

İlgili Haberler

Yorum Bırak