Kadıköy’ün sanatsal alanda yaratıcı kalbi Tasarım Parkı, bu kez bambaşka bir enerjiye ev sahipliği yaptı. Güneşin ışıl ışıl parladığı, pozitif bir atmosferin hâkim olduğu bu özel günde katılımcılar, “Rhythm & Balance Collective” adıyla yola çıkan kreatif bir topluluğun Kreatif Aktif Yaşam Atölyesi ile bedenlerine, zihinlerine ve ruhlarına derinlemesine bir dokunuş yaptı.
Günün yürütücüsü Mina Başar, iç mimari ofislerinden sinema setlerine, oradan kendi içsel yolculuğuna uzanan hayat öyküsünü tüm samimiyetiyle katılımcılarla paylaştı. Kendi bedeninde ve ruhunda başlayan dönüşümünü kolektif bir paylaşım alanına dönüştüren Başar, bu atölyede yalnızca “iyi hissetmeyi” değil, bir bütün olarak “iyi olmayı” hedefledi.
“NEFES, BANA HAYATI YENİDEN ÖĞRETTİ”
27 yaşındaki tasarımcı Mina Başar, Ankara’dan İstanbul’a kendi sesini bulmak için gelen bir genç kadın. İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım mezunu olan Başar, iş yaşamında kazandığı tecrübelerin ardından iç sesine kulak vererek yepyeni bir yön çizmiş. Nefesle tanışması ise onun için bir dönüm noktası olmuş: “Bir ay boyunca sadece üç saatlik uykularla çalıştıktan sonra halüsinasyonlar görmeye başladım. Bedenim artık ‘dur’ diyordu. O an anladım ki bu böyle devam edemez. Nefes, beni yeniden hayata bağladı. Artık aktif yaşamın ne olduğunu çok iyi biliyorum: Zihin, beden ve ruhun bir dengede olması.”

TASARIM PARKI’NDA RİTMİ YAKALAYAN BULUŞMA
Tasarım Parkı ’nın bahçesi, atölyeye ev sahipliği yaparken adeta bir nefes alanına dönüştü. Katılımcılar yerde minderler üzerinde oturup sohbet etti, nefes ve farkındalık egzersizleri yaptı. Hareket, yaratıcılık ve iyileşmenin iç içe geçtiği bu atmosferde, Mina Başar’ın yönlendirmeleriyle yürütülen çalışmalarda bireyler kendi iç dünyalarına dair yeni farkındalıklar kazandı.

SANAT, HAREKET VE TOPLULUK RUHU BİR ARADA
Rhythm & Balance Collective; bireysel iyilik halini sanat, hareket, nefes ve sağlıklı yaşam ekseninde yeniden tanımlıyor. Amaçları yalnızca bireysel değil; kolektif dönüşüm ve paylaşım da bu yapının temelinde var. Katılımcılar burada sadece bir atölyeye gelmiyor; birlikte gelişiyor, birlikte dönüşüyor ve üretmenin neşesini birlikte yaşıyorlar. Mina Başar, bu kolektif yapı hakkında şöyle diyor: “Bu sadece benim markam değil; katılan, paylaşan, katkı veren herkesle birlikte biziz. Burada birbirimize alan açıyoruz ve bu alan büyüdükçe içimizdeki yaratıcılığı yeniden keşfediyoruz.”

NAZ FERYAL CEZAYİRLİ İLE SERAMİK BULUŞMASI
Kolektifin ilk atölyesinde Başar’a, üniversite yıllarından yakın arkadaşı seramik sanatçısı Naz Feryal Cezayirli eşlik etti. Katılımcılar, nefes çalışmasının ardından Cezayirli’nin rehberliğinde yaratıcı bir seramik çalışmasıyla günlerini şekillendirdi. Bu atölyeler bir başlangıç. Mina Başar, kendi gibi bu yolda ilerleyen, fakat henüz sesi duyulmamış sanatçılarla iş birliği yaparak bu süreci daha kapsayıcı ve dönüştürücü hale getirmeyi hedefliyor.