Sanat dünyasında teknolojik devrim: NFT

Yazar: İrem Toprakkaya

Son günlerin popüler konusu “NFT’ler” ile yeniden gündeme gelen kripto sanat kavramında yaşanan gelişmeleri merakla takip ediyoruz. Sanatsal ve kültürel ifadelerin dijital formlarının nasıl yatırıma dönüştüğü konusunda teknolojik bir devrimin eşiğindeyiz. Geçtiğimiz mart ayında Christie’s Müzayede Evi, dijital sanat eserleri yaratıcısı Beeple’ın dijital kolaj NFT eserini 69 milyon USD’ye satın aldı. DJ ve yapımcı Justin Blau (3LAU), Şubat 2021’de farklı fiyatlara 33 NFT’yi yaklaşık 12 milyon USD’ye satarak rekor kırdı. Türkiye’de ise Refik Anadol’un “Machine Hallucination” isimli NFT eseri 5,1 milyon dolara satıldı. Devrim Erbil, Cem Yılmaz, Edis, Tarık Tolunay, Sinem Cender gibi sanatçıların da eserlerini NFT olarak satışa çıkardığı görülüyor.

Cem Yılmaz NFT

Dijital bir sertifika olarak değerlendirebileceğimiz NFT’de ömür boyu sahiplik söz konusu oluyor. Peki, NFT tam olarak nedir? Sanat dünyası için neyi ifade eder ve neden bir devrim olarak kabul ediliyor? Son günlerde Ucuz Roman’ın (Pulp Fiction) dağıtımcısı Miramax ile ünlü yönetmen Quentin Tarantino arasında film NFT’leri nedeniyle ortaya çıkan telif uyuşmazlığı ile gündeme gelen NFT’lerin hukuki boyutu nasıl değerlendirilmelidir?

NFT’lerin hukuki niteliğini uzman hukukçulara, özellikle müzik endüstrisi için önemini ise müzik meslek birliklerine sorduk. Öncelikle NFT’lerin teknoloji boyutu hakkında sözü Doç. Dr. Mete Tevetoğlu’na veriyoruz. “Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı” isimli kitabın yazarı, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mete Tevetoğlu, okuyucularımıza NFT hakkında bilgi verebilir misiniz?

Mete Tevetoğlu
Mete Tevetoğlu

NFT nedir?

NFT, Non Fungible Token yani benzersiz, benzeri olmayan token (jeton) demektir. Bu bir kripto varlıktır. Tekildir. Eşsiz yani yerine benzeri ikame edilemez şekilde tek olan bir varlıktır. Token ya klasik anlamda ‘Token’ ya da ‘Non Fungible Token’ şeklinde blokzincirde üretilir. Token ‘replacable’ yani benzeri ile değiştirilebilir iken, NFT ‘non-replacable’ yani benzerinin yerine ikame edilmesi mümkün olmayan bir kripto varlık türüdür. 

Kripto varlık olarak hukuki niteliği nedir?

NFT, bir kripto varlık olarak gayri maddi bir mal varlığı unsurudur. Maddi bir varlığı yoktur, kriptografik veriden oluşur. Bu kripto varlık, bir fikri veya sınai ürünü konu alarak üretilebileceği gibi bunun dışındaki herhangi bir varlığı da konu alabilir. Bir fikri veya sınai ürünü konu aldığı durumda, dayanak aldığı fikri ve sınai ürünün türüne göre hukuki statüsü belirlenebilir. Bunun dışında yani bir fikri ürüne odaklanmayan NFT ise Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)’teki şartları taşıyorsa, tek başına eser özelliği gösterebilir ya da böyle bir özelliği yoksa, maddi olmayan bir mal varlığı olarak nitelenebilir.

NFT ve blokzincir teknolojisinin geleceğini nasıl öngörüyorsunuz?

Bu teknolojinin yıkıcı ve dönüştürücü karakteri baskın. Tüm varlıkların blokzincire taşınması potansiyeli mümkün. Değer saklama, aktarma, işleme, devretme, hukuki işlemlere konu olma, aracısızlık, merkeziyetsizlik, değiştirilemezlik gibi özellikler, blokzincirin ve NFT’nin sanat, sanayi, hak ve değer üretim ve yönetiminde yaygınlaşmasını destekliyor. Finansal işlemlerdeki dönüşümle karakteri de olan bu teknoloji, önümüzdeki dönemde farklı ürün ve hizmet kategorilerinde adım adım giderek artan bir yaygınlık kazanacaktır.

NFT’nin dijital sanattaki rolü nedir?

Dijitalleşen sanat ürünleri, bir süredir artış gösteriyor. NFT, sanatın dijital kanallarda kitlelere ulaşmasına imkân veriyor. Halk için sanat idealini destekliyor. Aynı zamanda eser sahipliği ve eser üzerindeki işlemlerin şeffaf ve güvenilir bir şekilde tesis edilmesine imkân veriyor. Küresel seviyede bir sanat-toplum kucaklaşmasını mümkün kılması potansiyeli dikkat çekici… Bugün sınırlı sayıdaki kişinin erişimine açık olan sanat ürünlerinin orijinalliklerini koruyarak, pay ve takip hakkı gibi hakların daha etkin kullanılmasını sağlayan çözümler heyecan verici. Global tescil sistemlerine uyumlu olan blokzincir, emek ve zamandan tasarrufu sağlarken, bu tasarruf kalemlerinin sanatta hem nitelik hem de niceliğin artmasını sağlayacağını umuyorum.

Tamer Pekdinçer
Tamer Pekdinçer

“Herhangi bir içerik NFT’ye dönüştürülebilir”

NFT’nin fikri mülkiyet hakları ile bağlantısını ise İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu Başkanı Av. Dr. Tamer Pekdinçer’e sorduk: “Herhangi bir içerik NFT’ye dönüştürülebilir. Bir şiirin birkaç dizesi, bir tweet, grafik tasarım, kolaj vb. bazı sanat eserleri NFT’ye dönüştürülebilir. NFT olarak ortaya çıkan ürün, hususiyet başta olmak üzere FSEK’teki şartları taşıyor ise eser kapsamında korunabilir. Eser niteliğini haiz olmayan özgün yaratımlar da yasal koşulları varsa haksız rekabet hukuku ile korunabilecektir.

Ünlü markaların da NFT’ye ilgi duyduğunu görüyoruz. Örneğin, Nike geçtiğimiz günlerde metaverse ayakkabı üreten ‘RTFKT Studios’ isimli şirketi satın aldı. Adidas; Bored Ape Yacht Club, PUNKS Comic ve gmoney olmak üzere üç önemli NFT oyuncusuyla bir araya gelerek metaverse dünyasına adım attı ve ‘Into the Metaverse’ adlı bir NFT serisi başlattı. NFT’ler marka pazarlamasını yeniden şekillendirdiğinden, marka hukuku ve reklam hukuku boyutunun da önem kazanabileceğini öngörüyoruz. Sınai haklar bağlamında ise NFT içinde gömülü herhangi bir dijital varlık, tescilli bir tasarımı veya markayı içeriyorsa, ihlal teşkil edebileceği unutulmamalıdır. NFT’nin Fikri Mülkiyet Hukuku’ndaki önemi hakkında İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu nezdinde 23.12.2021 tarihinde gerçekleştirdiğimiz webinar yayınına, konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki linkten ulaşabilirler (https://www.youtube.com/watch?v=BBY9ZHSKbvA)

Önder Erol Ünsal
Önder Erol Ünsal

“NFT’lerin asli çatışması telif, marka ve tasarım haklarıyla yaşanacak”

2013 yılından bu yana “IPR Gezgini” isimli fikri mülkiyet hukuku blogu ile güncel konulara değinen Önder Erol Ünsal, NFT’leri tescilli marka hakları yönünden değerlendirdi: “NFT’ler için henüz her şeyin başındayız. Korkunç bir hızla ilerleniyor ve bugünden bakarak yarını tahmin edebilmek çok kolay değil. NFT’lerin fikri mülkiyet haklarıyla asli çatışmasının telif hakları yönünden olacağı bekleniyordu, ancak görünen o ki marka ve tasarım haklarıyla da önemli çatışmalar yaşanabilecek. Bunun öncü sinyallerini, Aralık 2021’de karşımıza çıkan Hermes vs. Mason Rotshchild ihtilafında gördük.

Kendisini NFT sanatçısı olarak tanımlayan Rothschild, Hermes’in ikonik Birkin çantalarının benzerlerini NFT olarak 100 parçadan oluşan bir koleksiyon haline getirdi ve bir NFT pazarı olan OpenSea’de satışa sundu. NFT’lerden birisi yaklaşık 40.000 Dolar’a satıldı ve Rothschild, Yahoo Finance’e verdiği röportajda Birkin’e ilişkin planlarından bahsederek, kendi NFT’lerinin başkalarınca taklit edilmesinden şikayet etti. O ana dek sessiz kalan Hermes, bu gelişmeler üzerine Rothschild ve OpenSea’ye ihtarname göndererek, tescilli marka haklarının ihlali anlamına gelen NFT’lerin satışının durdurulmasını talep etti. Aralık 2021 sonu itibarıyla OpenSea ihtarnameye uygun hareket etti; ancak Rothschild, Hermes’e boyun eğmeyeceğini belirtti.

Rothschild’in açıklamaları ve destekçileri, yoğun olarak ifade özgürlüğü, sanatçının dünyayı algılayış biçimini serbestçe ifade edebilmesi gibi temel haklara dayanmaktadır. Bunun karşısında ise fikri mülkiyet hakkı sahiplerinin önceden koruma altına aldırdıkları ve uzun yıllar sonucunda tanınmış hale getirdikleri marka veya tasarım gibi hakları bulunmaktadır. Fikri mülkiyet haklarının sahipleri, gayet doğal olarak kendilerine ait hakların başkaları tarafından izinsiz biçimde kullanılmasını engellemek isterken; diğer yanda NFT yaratıcıları, ifade özgürlüklerini serbestçe kullanmak istediklerini ifade etmektedir.

Henüz erken olsa da tahminimiz, gelecek yıllarda NFT ve marka hakları arasındaki asli çatışma noktasının ifade özgürlüğü hakkı ekseninde ortaya çıkacağı yönündedir. NFT yaratıcılarının başkalarına ait marka/tasarım gibi hakları sanatsal yaratım adıyla serbestçe kullanabilecekleri pek sanmıyorum. Burada belirleyici olan husus, esasen A.B.D. uygulamalarında karşımıza çıkan adil kullanım ilkesi, parodi istisnası gibi kavramların mahkemelerce NFT özelinde yorumlanış biçimi olacaktır.   

Öncelikli olarak A.B.D.’nde ve devamında muhtemelen Avrupa’da ortaya çıkacak ihtilafların ve sonrasındaki yargı kararlarının ‘NFT’ler vs. Marka Hakları’ çatışmasının ne şekilde ilerleyeceğine ışık tutacağını düşünüyorum. Şunu da kolaylıkla tahmin ediyorum ki; NFT yaratıcılarının, başka bir gerekçe göstermeksizin, sadece ifade özgürlüğü hakkının arkasına sığınmaları, başkalarına ait fikri mülkiyet haklarını sınırsızca ihlal etmeleri ve bundan maddi kazanç elde etmeleri için meşru bir gerekçe teşkil etmeyecek.”

Oğuz Müftüoğlu
Oğuz Müftüoğlu
“Tüm sistemin değişme olasılığı kapıda”

Telif hukuku denince akla gelen ilk isimlerden olan Av. Oğuz Müftüoğlu da NFT’leri telif hukuku boyutu ile anlattı: “Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku’nun en bilinen ilkelerinden birisi ‘Ülkesellik Prensibi’dir. Değerli hocamız Prof. Dr. Ünal Tekinalp’in de işaret ettiği gibi; ‘…Anılan ilke uyarınca her devlet, fikri mülkiyeti, maddi ve şekli koşullarını yerine getirmek koşuluyla, sadece kendi ülkesinin sınırları içinde korur. Ülkesi içindeki ihlallerde, tecavüze uğrayan ve kanunlarına göre hak sahibi olan kişinin, ülkesindeki hukuk yollarını kullanmasına olanak sağlar.’

Bu genel kural esas alınarak yapılacak değerlendirmelerde şu sonuçlara ulaşılır; Türkiye’de yürürlükte olan FSEK’in 20. maddesine göre, bir eserden doğan mali haklar birbirine bağlı değildir. Yani bunlarla ilgili ayrı ayrı tasarruflarda bulunulabilir. Öte yandan, FSEK madde 52 uyarınca bu tasarruflar sırasında hangi hakların anlaşmaya konu edildiğinin tek tek sayılması zorunludur. Yani eser, icra, fonogram, film ve/veya yayınlar için yazılı şekilde yapılacak sözleşme ve benzeri işlemler sırasında, bu ürünlerden neşet edebilecek NFT ile ilgili haklar için ayrıca ve açıkça düzenleme yapılması gerekir. Zıt anlamı ile eğer herhangi bir tasarrufta bulunulmazsa, bunlar hak sahiplerinin uhdesinde kalmaya devam edecektir. Bu sonuç, hem FSEK’in ruhuna hem de 51. maddede belirtildiği gibi ileride ortaya çıkacak hakların eser/bağlantılı hak sahibine ait olacağına ilişkin düzenlemeye uygundur.

Fakat kanaatimce NFT, en çok bizim FSEK’in kayıt-tescil ile ilgili 13. maddesinde önemli değişikliklere sebep olacak gibi görünmektedir. Nitekim, NFT’nin halihazırda kullandığı blockchain teknolojisi, FSEK’teki kayıt-tescil anlayışının Sınai Mülkiyet Hukuku’ndaki tescile evrilmesine neden olacakmış gibi durmaktadır. Eğer bu gerçekleşirse, Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku’nun ‘Yaratma Gerçeği İlkesi’ üzerine inşa edilen omurgasının, yani tüm sistemin değişme olasılığı kapıda demektir.” 

Ahmet Türkoğlu NFT
Ahmet Türkoğlu
Müzik endüstrisi bakımından NFT’lerin önemi nedir?

Özellikle müzik sektöründe NFT’lerin streaming’den bu yana müzik endüstrisinin en büyük oyun bozucusu olduğu söyleniyor (bkz. https://muzikanaliz.com/nftler-nedir-ve-muzik-endustrisi-icin-ne-anlama-gelir/). Müzik sektöründe oldukça ses getiren NFT’ler hakkında, Müzik Meslek Birlikleri ile NFT’nin müzik sektöründeki geleceği hakkında görüştük. MÜ-YAP, Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği Genel Sekreteri Av. Ahmet Türkoğlu, dergimize yaptığı açıklamada NFT’lerin müzik endüstrisindeki rolünü şöyle aktardı:

“NFT; şarkı, fotoğraf, video klip veya dijital sanat eseri gibi dijital bir varlığın sahipliğini temsil eden, değiştirilemez bir dijital varlıktır. NFT’nin müzik yapımcılarına sağlayacağı en önemli faydalardan biri, müzik albümlerinin blokzincir teknolojisi ile ve NFT olarak yayınlanması olanağının sağlanmasıdır. Zira, blokzincir teknolojisi ile üretilen dijital ürünler kopyalanamıyor. Bu sebeple popülaritesi giderek artan NFT sektörü, müzik piyasasını da yasa dışı kopyalama sorunundan kurtaracak gibi görünüyor. Geliştirilen müzik çalardaki parçalar, Digital Right Management (DRM) şeklinde şifreli olacak, dolayısıyla başka müzik çalarda kullanılamayacak. Ayrıca müzik yapımcıları, sanatçıların bazı albümlerini, örneğin single albümleri bir dijital kopya olarak NFT piyasasında sattıklarında, bu satış rakamları hayli yüksek olacağından, bu durumdan hem müzik yapımcıları hem de icracı sanatçılarla birlikte eser sahipleri yüksek kazançlar elde etme imkânı bulabilecekler. NFT’lerin kripto paralarla erişilebilmesi söz konusu olduğundan, yine bu dijital pazarda müzik albümlerinin açık artırmayla satışı mümkün olabilecektir.”

Barış Şensoy NFT
Barış Şensoy
“Dijital korsanla mücadelede lokomotif görevi görecek”

MSG – Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği Genel Sekreteri Av. Dr. Barış Şensoy ise NFT’lere ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaları iletti: “NFT formatındaki eserlerin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok yeni kavramla tanışmaya başladık. Kısaca NFT’ler, dijital ortamda üretilmiş veya dijital ortama aktarılmış; şarkı, resim, gif, video veya ses dosyalarının bir blokzincirin parçası haline getirilmesi ile yani ‘Mint’ edilmesi ile oluşurlar. Kısaca ‘Minting’ olarak da geçen bu işlem, bir eseri NFT formatına çevirme işlemidir. Günümüzde dijital cüzdana sahip olan herkes, kendi eserini belirli bir bedel karşılığında NFT haline getirip, yani mint edip, pazardaki platformlarda satışa sunabilmektedir.

Ayrıca, NFT’lerin hukuki koruması bir blokzincir tarafından sağlanır. Blokzincir, NFT’lere birtakım özellikler ve avantajlar da sağlamaktadır. Blokzincir ile merkezi otorite ortadan kalkar; şeffaflık, doğrudan kimseye ihtiyaç kalmadan işlem imkanı ve değiştirilemezlik oluşur. Ayrıca, NFT’ler de FSEK’teki tanıma uygun düştüğü ölçüde, fikri bir çabanın ürünü olması ve sahibinin hususiyetini taşıması koşulu ile ulusal ve uluslararası korumadan faydalanırlar. Bu korumanın sağlanmasında, NFT’ye bağlı akıllı sözleşmede yer alan koşullar büyük öneme sahiptir ve NFT’nin sonraki satışlarını ve NFT sahibinin mali haklarını da doğrudan etkileyebilmektir. Ancak, sistemsel bazı riskler barındırması ve hukuki temelinin henüz oluşmamış olması gibi dezavantajları da bünyesinde barındırmaktadır.

Müzik sektörü açısından NFT satışlarında eser sahiplerinin de eser bazında satışlardan belli bir yüzde alması, gelirlerinin artmasına neden olacaktır. Ayrıca, yine müzik eseri yaratıcıları adına dijital korsanla mücadelede NFT’lerin lokomotif görevi göreceğinden şüphe yoktur. Yine müzik sektöründeki son gelişmeler ışığında, NFT müzik platformlarının mevcut dijital platformlara bir alternatif olarak ortaya çıkması ve güçlenmesi, eser sahiplerinin dijital müzik platformlarından elde edeceği gelirlerin artmasını da sağlayacaktır. Kanaatimce bu olumlu gelişmeleri sektörümüzde çok kısa bir zaman içerinde göreceğiz.”

Zeynep Öztürk Özkan
Zeynep Öztürk Özkan
“Müzik sektöründe ticari potansiyeli yüksek yeni bir pazar oluşabilecek”

MESAM – Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği Genel Sekreteri Av. Zeynep Öztürk Özkan, eser sahipleri bakış açısıyla konuyu şu şekilde değerlendirdi: “Bir müzik eserinin oluşturulması ve kamuya sunulması konusundaki teknolojiler, son yirmi yılda önemli ölçüde değişti. Müzik platformları, sanatçıların eserlerini herhangi bir aracı olmadan dağıtmalarına olanak sağlamıştır. Ancak hızla gelişen teknolojiye rağmen, elde edilen gelirin hak sahiplerine ulaşması mekanizmaları, hala büyük ölçüde belirsizlik içermektedir.  Büyük ölçekte gelirin söz konusu olduğu müzik endüstrisindeki bu belirsizliğin ortadan kalkması ve eser sahiplerinin bu gelirden daha büyük pay almasının sağlanması için güncel dijital dünyanın olanaklarının iyi tanınması ve bu dünyanın içinde hak sahiplerinin doğru ve zamanında konumlanması önem arz etmektedir.

NFT’ler küresel ölçekte hızla ticari obje olarak gündeme gelirken, ülkemizde de bu alanda bir pazar yaratılması için çeşitli girişimler söz konusu. En popüler ve yaygın sanat dalı olarak müzik alanında NFT’lerin kısa sürede ülkemizde büyük bir pazar oluşturmasını bekliyoruz. Son 10 yılda büyüyen ‘retro’ pazarı ile koleksiyoner trendlerin müzik sektöründe ciddi hacimli bir ticaret alanı yarattığını da göz önüne alarak, NFT’lere de sektörde büyük ilgi olacağını varsayabiliriz. NFT’lerin sadece nostaljik alana hitap etmediğini, aynı zamanda yeni ve sıfırdan yaratılan dijital üretimleri de kapsadığını hesaba katarsak, kısa sürede müzik sektöründe ticari potansiyeli yüksek yeni bir pazar oluşabileceğini öngörebiliriz.

NFT’lerin, müzik eseri sahipleri için yeni ve ek bir gelir getirici alan olarak, sektöre olumlu katkısının olacağını söylemek mümkün. Ancak; NFT’lerin sahipliği, fikri mülkiyet hakları açısından konumu, ticaret konusu yapılabilmesi ve yayım ile çoğaltım konularında var olan hukuksal boşluk kısa zamanda giderilmezse, büyük mağduriyetlere neden olacağı noktasında da şimdiden uyarıda bulunmak ve görevlileri vakit geçirmeden bu alana el atmaya davet etmek gerekiyor. Bu noktada müzik meslek birlikleri olarak bu konudaki gelişmelere uyum sağlamak ve hak sahipleri adına gerekli girimlerde bulunmak adına çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız.”

istanbul sanat dergisi

İlgili Haberler

Yorum Bırak